Güzel bir Kore filmi önerisi ile herkese merhaba!
Bir önceki yazıyı okuduysanız blog’lar arası bir etkinlik düzenlendiğini görmüşsünüzdür. İsteyen tüm blog sahiplerinin katılabildiği bu etkinlikte her ay belli bir temaya uygun olarak dizi, film, belgeseller izleniyor ya da bu temaya uygun kitaplar okunuyor. Ve etkinliğe katılan herkes okuduğu ya da izlediği şeyi blogu’nda paylaşıyor.
Bildiğiniz gibi Kore dizi önerileri ve Kore dizi tanıtımları ağırlıklı yazılar yayınlıyorum genelde. Fakat özellikle film önerilerine ağırlık vermek ve ilginizi çekecek farklı konular hakkında da yazılar paylaşmak istiyorum. Bu yüzden ben de sizler için daha çeşitli ve renkli yazılar paylaşmak amacıyla bu güzel etkinliğe katıldım. İleride temalara göre Kore edebiyatından kitap önerileri, hikayeler de paylaşmayı düşünüyorum. Fakat etkinliğin ilk yazısı için tercihim Kore filmlerinden yana oldu.
Ocak ayının teması “umut ve başarı” idi. Başlangıçta “Umut” isimli dram türünde bir Kore filmi izlemeyi planlıyordum. Fakat daha sonra bundan vazgeçtim ve seneler önce gözüme çarpmış olan ama bir türlü izleme fırsatı bulamadığım bir filmi izledim: I Can Speak. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan bu Kore filmini bence herkes izlemeli. Peki, I Can Speak Kore filmi ni neden izlemelisiniz? Haydi gelin daha fazla zaman kaybetmeden I Can Speak konusu, oyuncuları, yorumu olan yazımıza başlayalım!
ı-can-speak-oyuncuları
I Can Speak Filmi
- Tür: dram-komedi
- imdb: 8.4
- daum: 9.3
- Süresi: 119
2017 Kore filmlerinden biri olan I Can Speak dram ve komedi türündeki bir film. Yönetmenliğini Kim HyunSeok, senaryo yazarlığını Yoo SeungHee ve Kim HyunSeok’un yaptığı film; gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanmış. Yüksek imdb ve daum puanlarıyla da dikkat çeken film çok sayıda ödülün de sahibi olmuş. 119 dakika olan filmin yaş sınırı ise 12 yaş ve üzeri olarak belirlenmiş.
Not: Filmi ailecek veya çocuklarla izlemeyi düşünenler için Kore film önerileri yazılarına belirtilen yaş sınırlarını ekleyeceğim. Bu filmin de yaş sınırı 12 yaş ve üzeri olarak belirlenmiş. İçerdiği bazı unsurlar yüzünden küçük yaştaki çocuklarla izlemeyi tercih etmeyebilirsiniz.
I Can Speak Filmi Konusu
Park MinJae bir bölge müdürlüğünde çalışmaya başlamış olan prensipli ve çalışkan bir memurdur. Memurluğunun ilk haftalarında şikayetleriyle herkesi bezdirmiş olan bir büyükanne ile tanışır: Na OkBoon. Bir terzi dükkanı işleten Na OkBoon hem komşuları hem de bölge müdürlüğü ofisindeki herkes tarafından bitmek bilmeyen şikayetleriyle tanınmaktadır. Şikayetleri için evrak toplayıp, etraftaki sorunlarla ilgilenmenin yanında bir gün İngilizce öğrenmeye karar verir. İngilizce öğrenmeye karar vermiştir fakat tek başına öğrenmek kolay değildir, kurslar da onu kabul etmek istememektedir.
Tam bu sırada Na OkBoon bir şey fark eder: Park MinJae neredeyse mükemmel bir şekilde İngilizce konuşabilmektedir! Bunu gören Na OkBoon ondan kendisine İngilizce öğretmesini ister. İkili başlangıçta anlaşamasa da kısa bir süre içinde her şey değişir. Na OkBoon’un İngilizce öğrenmesinin nedeni ortaya çıktığındaysa herkes çok şaşıracaktır.
lee-jehoon
I Can Speak Oyuncuları
Filmde dikkat çeken iki yıldız oyuncu var: Lee JaeHoon ve Na MoonHee.
Na MoonHee filmde sık sık bir dolu evrakla bölge ofisini ziyaret eden ve bu yüzden de herkes tarafından tanınan Na OkBoon karakterini canlandırıyor. Na MoonHee birçok Kore dizi ve filminde karşımıza çıkmış olan bir isim. Onlarca dizi ve onlarca filmde rol almış. Ben Kore filmlerine oranla daha çok dizi izleyen biri olduğum için filmlerinin çoğunu izlememiştim. En son izlediğim dizisi ise Just Between Lovers dizisiymiş. Dizilerde izlediğim karakterlerini, özellikle Just Between Lovers dizisinde herkese yardımcı olan ve ilaç bulan büyükanne karakterini, hatırlıyorum. Fakat dürüst olmak gerekirse bu kadar başarılı bir oyuncu olduğunu daha önce fark etmemiştim. Na MoonHee I Can Speak filminde o kadar etkileyici bir performans sergiliyor ki, film bittikten sonra hem karakteri hem inanılmaz performansıyla aklınızda yer ediniyor.
1941 doğumlu oyuncu filmdeki bu başarılı performansı ile de birçok ödülün sahibi olmuş. 55. Daejon Film Ödülleri, 54. Baeksang Sanat Ödülleri, 38. Mavi Dragon Film Ödülleri’nin tamamında “En İyi Aktris Ödülü”nün sahibi olmuş! Ayrıca yine 38. Mavi Dragon Film Ödülleri’nde Popülerlik Ödülü’nü de almış. Bu muhteşem performansı ve filmdeki karakterinden az sonra filmle ilgili yorumlarım arasında bahsedeceğim. Son olarak merak edenler için birkaç Na MoonHee filmleri ve dizileri ise şöyle; A Little Princess, Miss Grany, Hero; Dear My Friends, Father I’ll Take Care of You.
Filmin bir diğer yıldızı ise Lee JeHoon.
Lee JeHoon I Can Speak Kore filminde kardeşine bakabilmek için birçok hayalinden vazgeçmiş ve en sonunda memurluk yapmaya başlamış olan Park MinJae karakterini canlandırıyor. Lee JeHoon ilk kez Signal dizisinde izlediğim, o zamandan beri de çok severek takip ettiğim bir oyuncu. İlk kez Signal dizisinde izlediğim için de böyle düşünüyor olabilirim; bence özellikle dram türünde çok başarılı. Rol aldığı yapımların aldığı yorumlardan gördüğüm kadarıyla birçok Kore dizi, film sever de benimle aynı düşünceyi paylaşıyor. Lee JeHoon performansıyla birçok seyirciyi etkilemeyi ve duygulandırmayı başarıyor. Yorumlarımı yine az sonraya saklamak istiyorum. Lee JeHoon filmleri ve dizileri arasındaki şu yapımlara da bakmak isteyebilirsiniz; Where Stars Land, Tomorrow With You, Time To Hunt (film).
I Can Speak Yorumu / İncelemesi
Not: I Can Speak filminin ana konusundan bahsedip bahsetmemek üzerinde çok kararsız kaldım. Filmin ikinci yarısında karşımıza çıkan ve tüylerimizi diken diken eden olaylardan şimdilik detaylı olarak bahsetmeyeceğim. İleride filmde anlatılan olaylarla ilgili bir araştırma yapıp buraya eklemek istiyorum. Fakat aşağıda okuyacağınız yorum yazısı spoiler içermiyor. Filmle ilgili hiçbir spoiler almak istemiyorsanız bir tek filmin ismi ile ilgili olan bölümü atlamayı unutmayın! Keyifli okumalar~
Film seneler önce daha çok bir komedi filmi havası taşıyan ilginç fragmanı ile dikkatimi çekmişti. Bir büyükannenin İngilizce öğrenmeye çalışırkenki maceralarının anlatıldığı bir film olduğunu düşünmüştüm. İzleyenler hatırlayacaktır Hintli bir annenin İngilizce ile olan mücadelesini anlatan English Vinglish isminde çok güzel bir Hint filmi var. Bu yüzden ismi “I Can Speak” olan filmden de beklentim bu tarz bir başarı öyküsüydü. 70’li yaşlarında İngilizce öğrenmeye karar veren ve sonunda bunu başarabilen bir büyükannenin öyküsü. Fakat bir komedi türünde bir başarı filmi olmasının yanında o kadar derin ve önemli bir konuya da parmak basıyor ki… Zaten kaliteli ve keyifli bir film izleyeceğimi düşünerek başladığım filmin başından çok farklı duygularla ayrıldım.
I Can Speak Kore filmi konusu itibariyle yeni ofisinde çalışmaya başlayan bir memurun, her gün yeni şikayetlerle çıkıp gelen bir büyükanne ile tanışmasıyla gelişen olayların etrafında dönüyor.
Film Park MinJae isimli bir memurun yeni ofisinde çalışmasını göstererek başlıyor. Kurallara ve prensiplerine bağlı olduğunu gördüğümüz memurun karşısına baş etmesi oldukça zor olan Na OkBook çıkıyor. Na OkBoon büyükannenin tüm gününü ya kendi dükkanının da olduğu yerdeki insanlarla uğraşarak ya da topladığı evraklarla şikayetler oluşturarak geçirdiğini görüyoruz. Ailesiyle ilgili öğrendiğimiz birkaç şeyden sonra Na OkBoon büyükanne büyük bir azimle İngilizce öğrenmeye karar veriyor. Elbette Park MinJae’yi ikna etmek o kadar kolay olmuyor. Fakat Na OkBoon büyükanne kendi yöntemleriyle bununda üstesinden geliyor ve Park MinJae ile İngilizce çalışmaya başlıyor.
Filmin ilk yarısında kendilerine has özellikleriyle dikkat çeken iki karakterin dostluklarının nasıl başladığını izliyoruz. İngilizce çalıştıkları bölümler oldukça komik ve keyifli geçiyor. Filmin ikinci yarısında ise belki de hiç beklemediğimiz şeyler öğreniyoruz. Na OkBoon büyükanne neden İngilizce öğrenmek istiyor? Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan bu filmin anlatmak istediği asıl şey ne? Filmin ilk yarısı komedi ağırlıklıyken ikinci yarısında sizleri oldukça etkileyecek bir hikaye bekliyor.
ı-can-speak-filmi
Filmdeki dostluk da çok güzel işlenmişti. Sanırım bu filmin bu kadar sevilmesinin bir nedeni de bu.
Dostluk temasının işlendiği filmleri her zaman çok sevmişimdir. Fakat bu dostluk biri 30’lu diğeri ise 70’li yaşlarında olan, karakterleri de birbirinden oldukça farklı iki insan arasında olunca izlemesi çok daha keyifli olmuş. Birbirlerine birer arkadaş gibi takılıp şakalaşıp, atışmalarını izlemek çok keyifli. Ama Na OkBoon’un Park MinJae ve kardeşine gerçek bir büyükanne gibi yemek yaptığı ve sofrasını paylaştığı sahneler de bir o kadar duygusaldı. Filmin sonlarında doğru izlediğimiz, Park MinJae’nin Na OkBook büyükanneyi hayatının en önemli anlarından birinde yalnız bırakmadığı sahne de oldukça etkileyiciydi. İkisinin sıcacık dostluğunu çok sevdim ben. Bence bu filmin birçok seyircinin kalbinde yer edinmiş olmasının en büyük sebeplerinden biri de bu.
Şimdilik filmle ilgili bir spoiler paylaşmamak adına I Can Speak yorumu kısmını burada sonlandırıyorum.
Filmin ismi üzerine…
Uyarı: Burada filmi izlemeden önce öğrenmek istemeyeceğiniz birkaç bilgi yer almaktadır. Burayı atlamak isteyebilirsiniz.
Filmin ilk yarısında büyükannenin yurt dışında yaşayan kardeşiyle konuşabilmek için İngilizce öğrenmeye çalıştığını düşünüyoruz. Dolayısıyla belki de çoğumuz “I can speak” yani “konuşabiliyorum” cümlesinin anlamının da İngilizce konuşabilmek olduğu kanısına varıyor. Fakat filmin ikinci yarısında büyükanne ile ilgili öyle bir gerçek ortaya çıkıyor ki… Her şey farklı bir anlam kazanıyor. Na OkBoon büyükanne, çocukluğunda korkunç şeyler yaşıyor. Üzerinden seneler de geçse bedeninde nasıl kaldıysa ruhunda da izi kalıyor yaşananların.
I Can Speak filminin adı, filmin ikinci yarısını izledikten sonra anlam kazanıyor.
Bu korkunç anılarını her zaman saklamayı tercih etse de bir gün konuşması gerektiğini biliyor. Bir gün ortaya çıkması gerektiğini. Ve seneler önce kendisinin ve kendisi gibi belki yüzlerce küçücük çocuğun, gencin başına neler geldiğini anlatma görevinin üzerine düşeceğini. Bu yüzden de İngilizce öğrenmeye karar veriyor. Bence filmin adı da burada anlam kazanıyor. “I Can Speak”. “Konuşabilirim.” Evet, sonsuza kadar yok olmasını dilediği anılar da olsa bir gün dünyanın karşısına geçip konuşma cesaretini gösteriyor Ok Bon. Hem kendisi hem de yüzlerce, binlerce kişi yerine…
Bence film hem umut hem de başarı temasına oldukça uygundu. Umut teması için uygundu. Çünkü birçok eziyete uğramış yüzlerce binlerce çocuğun, genç kızın seslerini çıkarıp dünyaya olanı biteni anlatma umudunu taşıyordu. Başarı temasına da uygundu çünkü bu insanlar zor da olsa gerçekleri haykırabilmeyi başardı.
Burada ufak spoiler kısmımız sona eriyor.
Son olarak; I Can Speak son zamanlarda izlediğim en iyi Kore filmlerinden biri oldu. Bu etkinliğe katılmasam muhtemelen izleme fırsatı bulamayacaktım. Bu yüzden hem bu güzel etkinliğe katıldığım için hem de bu önemli ve kıymetli filmi izlediğim için çok mutlu oldum. Hem eğlenceli hem de duygusal bir film izlemek isterseniz bu filme mutlaka bir şans verin! Filmi izleyen ve izlemeyi düşünen herkesin yorumlarını merakla bekliyorum. Etkinliğin ilk yazısıyla bir Kore film önerisinin de sonuna geldik. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere~
I Can Speak İzle
Filmin çevirisi ne yazık ki çok fazla site tarafından yapılmamış. Bu yüzden birçok Kore filmleri izle Türkçe altyazılı sitelerinde yok. Fakat bir blog bu güzel filmi çevirmiş, bu yüzden ben de buraya onun linkini ekliyorum. Keyifli seyirler~
Filmi daha önce izlediniz mi, izlemeyi düşünüyor musunuz? En sevdiğiniz Kore filmi hangisi?
Yorumlarınız benim için çok değerli. Lütfen yazıyı buraya kadar okuduysanız ayrılmadan önce yorum bırakmayı unutmayın! En yeni Kore diziler başta olmak üzere birçok yazıdan anında haberdar olmak içinde abone olabilirsiniz!
etiketler; I can speak kore, kore filmi izle, korean movie, konusu, izle, oyuncuları, filmi konusu, türkçe dublaj izle, kore filmler izle türkçe altyazılı, kore film önerileri…
İlgili